yok oğlu yok kızı

         Düşün düşün aşamıyorum engelleri...Varamıyorum, yanına çarelerin...!

         Okuyorum..Kendime göre komedi karakteri bulmuş değilim..Ne bu böyle? Ya evlenecek kızlar ya da evli olan ev hanımlarının kocalarıyla dırdırları...Aksiyon istiyorum, kendi kendime konuşmak istemiyorum..Tren eklerken treni kaçırmak, yere tükürmek, pazarda bir şeyler, cadozla bir karı olmak istiyorum..Komik bir sütçü olmak istiyorum... Hep aynı şeyler mi yazılır? Sevgili canım üstadlarımız, hepiniz çok kıymetlisiniz şüphesiz; ama ben bulamıyorum kendimi... Ne olurdu çeşitli karakterleri gösterseydiniz... Ya da ben onlara bir an evvel rastlasam...


        Offf! Canım sıkılıyor! Çok! Bunaldım! Dışarı çıkcam!

küfür yok-koku yok

küfür eden sokak sakinleri çocuklar olunca,nevrim dönüyor!toplarını mı keseyim, yoksa 'yawrum-ablam bak böyle kelimeleri kullanınca ne kadar korkunç görünüyorsun bir bilsen!Kimse seninle konuşmak istemiyor, sana bakmak istemiyor ve çok kötü bir koku yayıyorsun etrafa,tıpkı çöplük gibi...! Bence dene, 'Azra'nın küfür edincene kadar kötü koktuğunu gör...Mesela, yarın küfür etmezsen ertesi gün etkisini görecek, Azra'nın ne kadar kötü koktuğunu ancak o zaman anlayacaksın. Bence Azra'yı bitirmek için süper bir teknik..! Küfür etmeee...!

Sansürsüz Sokağın Sakinleri

                   Arnavut kaldırımlı dar sokakları seviyorum..Onlar da beni seviyor sanırım..Hadi hadi anladım işte..Yine bir arnavut kaldırımlı sokağı buldum,oturdum...Ve film yavaş-naturel çekimle seslerin netliğinden girerek görüntü netliği yakalandığı anda ilk aksiyonla başladı...
             Kameramız kalabalık caddeyi geçsin, yokuşu olan bir sokağı geçsin ve başka bir sokağa sapsın..Ve sesler yükselsin vakit, bir akşam üstü olsun.. ' Lann HAMZAAAAA, Lann HAMZAAAAA, Anna... Av... S.... HAMZAAAAAAA!'    5-6 yaşlarındaki geleceğim böyle seslendi 'HAMZA Efendiye'  Derken diğer elamanların sansürsüz ağızları, bütün cahillikleri sokağın taklitine ses oldular, en çocuk ağızdan..Sansürsüz, orjinal... Ordan çocuklara kızan hep aynı ses 'Ayyyyy, yeter kafam çatladı be!Ne biçim çocuksunuz be!Susun biraz bee!Aaaaaa! ' tabi bizimkilerden ses yok.. Öyle olacak tabi, ne diyecekler..Özür mü dileyecekler, sessiz mi olacaklar? Hem neden sessiz olsunlar ki? Neden?
             Gece de yaşlı teyzelerin apartman girişlerindeki konuşmaları 'Ona da zenginler gidiyor,oradaki havuza..'  Yukarı kattaki genç pencerede biraz durduktan sonra, aşağıdaki teyzeye;
- Gülseren Teyze , bu koku  nerden geliyor?
- Amannnnn,  yandaki Araplardır..Gece gece ne yine kokuttular ortalığı...!
-Ne yapıyorlarmış bu kadar kokacak?
-Aman ne bilelim oğlum..! Ağartmanın girişi temizlendi gördün mü? Oraya bir de bank koyarız...
-Oooo valla , çok güzel olur....Kim temizledi? Belediye mi?
-Belediye elini sürer mi hiç? Biz temizledik...
-Bence apartmandan herkes payına düşeni versin o zaman.
-Temizledik bakalım, konuşuruz onu sonra...
               Biraz sonra pencere kuşu olan genç içeri girer..Aşağıda oturan teyzelerin yanına genç kızlar gelirler..Önce biri gelir, sonra ötekisi..Sohbete dahil olur; 'E, o ne yapmış peki? Hiç bir şey yapmamış mı? Fit vücudumu bpzmak istemiyorum, bazlama koktu'  Gece on ikiye yaklaşıyor tabi bunlar olurken...Yani gece yeni başlıyor.
-Azra ne gülüyorsun ya?
-Ya gülmüyorum..
-Vaka vaka eeee eeeee..Vaka vakaa eee eeeee...Küfür ettin mi? Küfür ettin mi?
               
             


 Bir şekilde uyumaya çalıştım..Dinlemek güzel, canlı masal dinleyerek uyumak hele daha güzel...Değişik değişik rüyalar görebiliyorsunuz...




     Haaa bu arada...
    Sansürsüz sokağın sakinleri için bir şey düşündüm, 'Sokağını Yaşa' projesiyle buradaki çocuklara da bir şeyler kazandırılsa, bu projeden tanıdıklarıma kontağa geçmeye çalışıyorum..İstanbul'da belirlenen sokaklardaki çocuklar- gençler için yapılan bir proje..YKM nin üçüncü ya da ikinci olan projesiydi de hatırlamıyorum tam olarak...Sansürsüz sokağımızın geleceği, başka pencereleri keşfe çıkarsa belki...? Belki sokağımızın geleceği sansürsüzden, Yaşam Sokağı oluverir.. Belki olur diye...!:) Aklıma 'Avare' filmi geldi...İzleyen bilir, izlersen bileceksin..Büyüdüğün çevrenin,seni yetiştiren insanların,  sendeki etkileri çok fazla, çok!


 Not:  Masha Vahdat, IŞIL KASAPOĞLU bugün bunları  kazandım..Teşekkür ederim hayat , ben de seni çok seviyorum ;)
Not: Yok bir şey, iyi geceler :)
Not: Var!Olmaz olur mu!Saat gece 23:40 ve bebe piskileti ile olta atarken sokakta; ' A be KAYANANA NE YAPTIN BİZEEEE, NE YAPTINN BİZEEEEE'  
Not: Yavrum yavrumm benimm :S
Not: :D iyi gecelerrr, o kadar not olur mu akıllım ya :D
Not:Olur! :( Hayırlısınoktakom,,iyi gecelerrr sevgili gezegenim Dünya :) Yaşam, yeryüzünde uykuya dalmak üzere olan ve dalan bütün canlılar, cansız görünen canlılar  iyiii gecelerrrrrrrrr;) sevin beni ulen sevdim sizi ulenn heyt bee! sokağımı yaşaycam bee :D

ben bir ceviz ağacıyım...

         Ben bir ceviz ağacıyım, Gülahane Parkı'nda... Ne sen bunun farkındasın, ne polis,ne diğerleri...
        Her adımda tarihini yaşadığım, gizemine hayran kaldığım, çoktandır bilir gibi, hiç bilmez gibi...
        Mahremin içinde, atlının ardında, şanından nefes aldırmayan, sisi de martısı da vapuru da ayrı bir türkü...Ya varlık ya da yokluğun resmidir burası..Arasındaki renkler, sen de.Yaşadığın gibi renklendirir, hissettiğin gibi yaşarsın.Ruhun gibi, gözün gibi görürsün baktığın her yeri...
        Gel gelelim ki, avuçlarının içi bu kez görkemden, tarihten, insandan değil de kendiliğinden terliyorsa; ne sen bunun farkındasın, ne polis, ne de diğerleri farkında...! Boğazına yumruk iniyor, konuşturmuyorsa seni, bütün yüzün burnun ucunda toplanıp, alnın buruşup, kaşların çatılıyorsa kendiliğinden..Kendiliğinden uyuklayamıyor, ağırlık kaldırıyor, yarını hiç bilmiyorsan..Kendiliğinden konuşup, kendiliğinden ağlaşıyorsan... Tedirginliğinse aynada her karşılaştığın ve heyecanınsa... Neredesin sen de farkında değilsen; öğrenirsin, yaşarsın küçük..!
       Ellerini vurduğun yerlerde kimlerin izleri var bir bilsen küçük, ah ne kadar çok şeyi bilmediğini bir bilsen küçücük...! İşte, o zaman insanlığın cehaletine tutacağın ışığın meşalesini ateşlemiş olurdun..
       Bilmeye çıktığın yollarda çaldığın kapılar seni, sana götürecek..Kaptanın  meşaleyi ateşleşleyecek..Sen de meşaleyi geçtiğiniz kıyılara tutacaksın..Işığa çağıracaksın, insanlığı..Öncü olacak..Öğrenecek sonra da sen öğreteceksin.. Yaşamın oyununu gönlünle, gönlüyle isteyenlere öğreteceksin..
        Gülahene Parkı'ndaki ceviz ağaçları gibi..Sen  cebelleşirken, kimse bunun farkına varmayacak..!Bir sen, bir de gönlü geniş büyüklerin, birer ceviz ağacı olduğunuzu bileceksiniz...

  İşim gücüm budur benim,
  Gökyüzünü boyarım her sabah,
  Hepiniz uykudayken.
  Uyanır bakarsınız ki mavi.
  Deniz yırtılır kimi zaman,
  Bilmezsiniz kim diker;
  Ben dikerim.
  Dalga geçerim kimi zaman da,
  O da benim vazifem;
  Bir baş düşünürüm başımda,
  Bir mide düşünürüm midemde,
  Bir ayak düşünürüm ayağımda,
  Ne halt edeceğimi bilemem.